Bu yazımızda Adapazarı’nın tarihi ve Adapazarı isminin nerden geldiğiyle ilgili bilgiler bulabilirsiniz.
Adapazarı, Osmanlı Devleti hâkimiyetinde bir köy olarak kurulmuştur. “Ada” denilen bu köy, 1520 tarihinde Ada kazası olarak geçiyordu. 1530 yılı tahririne göre bölgenin idari yapılanması Anadolu eyaletinde Kocaeli sancağına bağlı Ada kazası olarak geçmekteydi.
16. yüzyıl sonlarındaki tapu tahrir defterlerinde Adapazarı şehrinin çekirdeğini tespit edebildik. Buna göre günümüz Adapazarı’nın çekirdeğinin Kutluca-i Kebir (Çaybaşı) köyü oluşturmaktadır. Burada kurulan Pazar çok meşhur idi.
Halk arasında buraya Ada’nın Pazar’ı/Ada Pazarı denilmekte idi. Günümüz Adapazarı şehrinin ismi de buradan gelmektedir.
Burası Geyve Boğazı’nın çıkışında Sakarya Nehri’nin hemen kıyısında Adapazarı düzlüklerinin başladığı bölgede yer alıyordu. Nehrin doğu kıyısında yer alan köy merkezi ile nehrin batısında yer alan bölgeleri bir köprü birbirine bağlıyordu.
Serdivan’ın eski isminin Sarı Doğan diğer adıyla Gökçeviran olduğu da Tahrir kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Ada’nın(Adapazarı) idari taksimatı 17 ve 18. yüzyıllarda dönem dönem değişmiştir. Kimi zaman Karasu ile anılırken kimi zaman da Sapanca ile anılmıştır.
Osmanlı şehir tarihi araştırmalarında vazgeçilmez kaynaklar: salnameler, tapu tahrir defterleri, temettuat defterleri ve nüfus defterleridir. Bu defterler incelenmeden bir şehrin tarihini ortaya koymak mümkün değildir.
Sakarya Yerel Kültür Derneği ilk defa bu defterlerin tamamı incelenerek hem Sakarya tarihi hem de Sakarya Manav tarihi ortaya çıkarılmıştır.
Sakarya Tarihi denince unutulmaz bir isim olan Prof. Dr. Atilla Çetin’den bu kitapta bahsetmemek olmazdı. Sakarya Tarihinin duayen ismi olan, Devlet Arşivlerinde idareci olarak görev yaparken temettuat defterlerini fark etmiş ve kataloglanmasını sağlamıştı. Bu kitabımızda Sakarya’nın 202 temettuat defterlerinin tamamından yararlanılmıştır. (Rahmetle Anıyoruz)
Sakarya’da bir köyün Manav köyü olup olmadığı için kritik tarih 1850’lerdir. Bu tarihten sonra göçmenler tarafından kurulan köyler Manav köyü değildirler. Bu nedenle özellikle Temettuat ve Nüfus defterlerinin tamamının incelenmesi ile verilen köy isimlerinin tam bir Manav köyü olduğunu söyleyebilmekteyiz.
Ancak bu tarihten sonra ismi değişen veya küçük bir yerleşim birimi olduğu için kayıtlara giremeyen köyler ayrı bir çalışmanın konusudur.
Manavlar nasıl misafirperver bir topluluk olduklarını Sakarya coğrafyasında çok iyi göstermişlerdir. 16. yüzyılda Şah zulmü ve Celali isyanlarından kaçan Ermeniler güveni ve huzuru Adapazarı ve çevresinde aramışlardır.
Payitahta yakın olması, verimli toprakları ve iklimi gibi pek çok çekici özelliği içerisinde barındıran bölge, zor durumdaki bazı Ermeni ailelerini buraya çekmiştir.
Dil, din ve kültür farklılıkları olan Ermeni göçmenler ile yerli Manavlar ilk zamanlar sorunlar da yaşamışlardı.
Ama bölgemizde en büyük misafirperverlik örneğinin ilk safhasını oluşturan bu dönemde Manavlar farklılıklara rağmen Ermenilerle yüzyıllarca kardeşçe yaşamışlardır.
Sakarya coğrafyasında 19. yüzyılın ikinci yarısın ile birlikte pek çok köy kurulmuştur. Büyük çoğunluğunu Balkanlardan ve Kafkaslardan gelen Muhacirlerin oluşturdukları bu köyler Manav köyleri ile ayrı özelliklere sahip olabilmekteydiler.
Başka coğrafyalardan gelen insanlar, geldikleri coğrafyalara kendi kültürlerini ve yaşayış tarzlarını da büyük oranda getirdiler.
Bu durum zaman zaman bölgesel olarak sorun da olmuştur. Yeni gelen bazı Muhacirlerin kültürlerindeki farklılıklar Manavlara garip gelmiş, bu durum çeşitli dilekçelere de konu olmuştur.
Bir Yorum Yapıldı
Emekleriniz için teşekkürler.