
Sakarya’mızın birçok bölgesinde bu evlenme gelenekleri geçmişten günümüze uygulanırken, şehrimizin güney bölgeleri olarak adlandırılan Geyve, Taraklı ve Pamukova yerleşim merkezlerinde yukarıda saydığımız gelenekler bazı bölümlerindeki küçük değişikliklerle aşağıda belirttiğimiz şekillerde hayat bulmaktadır.
Sakarya yöresi değişik bir folklorik yapıya sahip olduğu gibi zengin bir çeşitlilik gösteren örf ve adetler kendisini cemiyetlerde açık bir şekilde gösterir. Bir Karadenizli’nin, Kafkasya ve Balkanlar’dan gelen soydaşlarımızın, Doğu Anadolu’dan gelen vatandaşlarımızın kendi gelenek ve göreneklerine göre sosyal yaşantılarını sürdürmeye çalıştıkları görülür.
Tarihteki kültür göçünü ayrı düşünürsek yörenin Osmanlı yönetimine katılımı ile en eski kültür ve folklora Geyve, Taraklı ve Kaynarca yörelerinde rastlayabiliriz. Bu yörelerdeki insanların çoğunluğunu yerli yani manav denilen halk oluşturmaktadır. Bu yüzden yöre kültürünü ve folklorik değerleri incelerken bu yörelerimizi bazı farklılıklarıyla göz önünde bulundurmak gerekir.
Yöremizde kız istemeler 1970’li yıllara kadar görücü usulü ile yapılmıştır. Daha sonraları bu iş kız ve erkeğin anlaşarak evlenmeleri şekline dönüşmüştür.
Kız istemeye gitmeden önce becerikli ve ağzı laf yapan kimseler seçilir. İsteme işi bitene kadar gizlilik esas alınır. Zira olumsuzlukta erkek tarafı zor durumda kalır. Yapılan girişim sonucunda kız tarafından gelinsin sözü alındığında, hediyeler yaptırılarak kız evine gidilir.
Sohbetin uygun yerinde “Allahın emri, peygamberin kavli ile kızınızı oğlumuza istemeye geldik” denir. Kız tarafı, ‘eşe dosta danışalım, size haber veririz’ cevabı verirse ve evden ayrılırken, getirilen hediyeler geri verilirse bu işin olmayacağına işarettir. Aksi durumda ise yapılan ziyaretin olumlu geçtiğini gösterir. Bir müddet sonra kız evine yeniden gidilir.
Götürülen çikolatanın yenilenmesi, çayların içilmesinden sonra gelin olacak kız babasının ve kayınpederinin elini öperek iş tatlıya bağlanıp sona erdirilir.
Kına Gecesi Geleneği
Yöremizde eskiden Cuma günü Gelin Hamamı olurdu. Bu gecede yapılan hamam eğlencesinde yıkanmanın yanında yenilir, içilir, oynayarak gün kutlanırdı. Cumartesi gecesi kına gecesi yapılır. Salonda toplanan davetliler gelin kıza hediyelerini verirler.
Ağzı laf yapan bir sunucu bayan da getirilen hediyenin adını ve kim tarafından verildiğini, herkesin duyabileceği bir sesle anons eder. Hediyeler, altın takılar, paralar veya değişik türdeki eşyalardan oluşur. Aynı gecede, kızın ellerine kına yakılır.
Günümüz kına gecelerinde ise erkek ve kadınlar aynı salonda, yukarıda saydığımız hediye takmalardan sonra müzik eşliğinde eğlenmeye, oynamaya devam ederler.
Düğün Geleneği
Yöremizdeki düğünler, belirli zamanlarda yapılmaktadır. İpek böceği koza hasadı, üzüm hasadı veya harman mevsimi düğün için seçilen en uygun zamanlardır.
Düğün için sırasıyla şu aşamalardan geçilir.
Dolma Sarma Geleneği
Genellikle Çarşamba günü akşamı yapılır. Oğlan evinde toplanan kadınlar, düğünde yenecek yaprak dolmasını sararlar.
Yaprak dolması, yerel üzüm bağlarının yapraklarından yapılır. Yapraklar, dolma aşı ile doldurulur. Bu aş içerisinde kuru üzüm, fıstık genellikle kullanılmaz. Sade veya yoğurt ile birlikte servis edilir.
Konak Düzeni Geleneği
Dolma sarma günü başka bir yerde toplanan köy delikanlıları, düğüne gelecek misafir topluluklarını kendi aralarında paylaşır ve nerede konaklayacaklarını belirlemiş olurlar. Bunlara konak denir.
Delikanlı başı olarak anılan köy gençlerinin lider, konaklarının rahat etmesi için bütün tedbirleri alır. Gelen misafirler böylece açıkta kalmamış olur. Köyün bütün gençleri, delikanlı başını söylediklerine uymak ve yapmak zorundadır.
Düğüne davet edilecek insanlara davet nişanesi olarak mum, kibrit veya kına verilir. Zamanımızda ilâveten davetiye bastırılarak davet işi yapılır.
Düğün Hazırlıkları
Perşembe günü kızın çeyizi oğlan evine getirilir. Gelen çeyiz, gelin odasının duvarlarına özenle asılır, oda süslenir. Süslenmeyi yapan gelinin arkadaşlarına hediyeler verilir. Cuma günü, delikanlı başının önderliğinde, köy ev ev dolaşılarak canlı tavuk toplanır.
Bu tavuklar damadın evine verilir. Yapılan işin amacı, düğüne yardımcı olmaktır. Bu tavuklar, köyün kadınları tarafından temizlenip pişirilerek davetlilere yedirilmek için hazırlanır.
Cumartesi günü öğleye doğru genç kızlar, gelin olacak kızın evine giderek başını tarayıp süsleyip, saçlarına gelin telleri takarak kızın hazırlanmasına yardımcı olurlar. Gelin için yapılan bu uygulamaya yörede ”Baş Telleme” adı verilir.
Düğün Eğlenceleri
Cumartesi günü akşama doğru davetlilerin gelmeye başlaması ile eğlenceler de başlar. Düğüne davet edilen yakın köylerin delikanlıları, düğün evine yakın bir yerde durarak ateş yakarlar. Gelen konakların her biri ayrı ayrı yerlerde durarak ateş yakarlar ve geldiklerini duyurmak için de silahlarla havaya ateş ederler.
Bu uyarı üzerine damat ve delikanlı başı çalgılarla konağın bulunduğu yere gelirler. Onlarla birlikte daha önceden kendileri için ayrılmış olan eve doğru ”KONAK GETİRME” oyununu oynayarak, türküler söyleyerek konaklayacakları eve getirirler.
Gece gelen konakların elinde meşale bulunur. Sopaya çakılmış teneke kutular içinde çıralı odunlar yakılarak, meşale ile ışık yapılır. Ayrıca, misafir köy delikanlılarının hediyesi olarak getirilen paralar, bir sopanın ucuna tutturulmuş ayvanın üzerine saplanan küçük çomaklara takılır veya yarıklara sıkıştırılır.
Konağın inmesinin ardından, misafir köyün bu hediyesi damada verilir. Misafir kalacakları eve getirilen konaklar, düğün evinden getirilen tavuk, dolma, gözleme ile kaldıkları evde hazırlanan yemekleri yerler.
Düğünlerde Meydan Adab ve Kurallar
Konakların, düğün evinin önünde oynamaları da sıra ile olmaktadır. Düğüne gelen konaklar, delikanlı başı tarafından yapılan düzenleme ile bulundukları evlerden sıra ile meydana getirilirler. Konak getirme oyunu veya türkülerle düğün evinin önüne gelen gelen grup ile sıra ile yöre oyunlarını belli bir zaman dilimi içinde oynayarak düğüne katılmış olurlar.
Kasap oyunu, en son oynan oyundur. Oyunun bitimine “konak indi” denir. Bu arda da, ayva üzerine saplanmış bulunan hediye paralar, konak indikten sonra damada verilir. Konak indirme olayı her konak için ayrı ayrı yapılır.
Cumartesi gecesi yapılan bu karşılaşmalar sabaha karşı saat dörde kadar sürebilir. Konak, meydanda oynarken topluluk elemanlar, aynı köyün gençlerinden oluşur. Bir konak, oyunlarını oynayıp inene kadar içlerine oynamak için yabancı gruplardan kimse giremez. Girmeye teşebbüs hoş karşılanmaz.
Girmek için ısrar olursa tatsız olaylar çıkabilir. Konaklar, kendi elemanları ile cumartesi gecesi oynayıp indikten sonra Pazar günü, değişik köylerden gelen insanlar bir arada oynayarak kardeşlik ve dostluk gösterisi yaparlar. Ayrı oynamak, sadece cumartesi gecesi konağın inmesine kadar olan süre içinde söz konusudur.
Düğünlerimizde, meydan oyunları erkekler arasında oynanır kadınlar ve kızlar bu oyunları uzaktan seyreder. Kadınların oyunu “kına gecesi” dediğimiz gecede olur. Kına gecesinde, kendi aralarında geline kına yakıp eğlenirler. Kına gecesinde erkek bulunmaz.
Gelin Alma Geleneği
Gelin almaya köyün tüm delikanlıları gider. Kız evinin önünde oyunlar oynanır. Bir müddet sonra gelin dualarla arabaya bindirilir. Yola çıkmadan önce varsa gelinin kardeşlerine damat tarafından hediye olarak para verilir. Arabanın arkasından su dökülür. Bu suyun anlamı “su gibi yolun açık olsun” manasına gelmektedir.
Gelin evinden hareket etmeden önce, mahalle veya köy gençleri TOPRAK BASTI parası alırlar. Alınan bu para delikanlılarca ya da muhtar tarafından hayır işlerinde kullanılır. Ayrıca yollarda çocuklar tarafından da “YOL BAĞI” yapılarak bahşiş istenir.
Gelin almaya gelenlerde kız evinden çiçek, ayna gibi küçük eşyaları çaktırmadan alırlar. Fakat alınan, bu eşyaların, gelinin yeni evine bırakılması esastır. Gelinin yeni evinde annesinin evinden izler gördüğünde mutlu olacağı düşünülerek bu eşyalar alınır.
Gelin, damat evine gelince arabadan inmeden damat şekerle karışık para atarak gelini karşılar. Atılan şeker ve para çocuklar tarafından kapışılır. Gelin, damat tarafından arabadan indirilirken imam dua eder. Gelini odasına götüren damat evin önüne tekrar çıkınca oyunlar yeniden başlar. Oyunlar, akşam ezanına kadar devam eder.
Bu arada, imam tarafından dini nikah kıyılır. Yatsı namazına götürülen damat, camiden çıkışta cemaat ve hoca ile dualar eşliğinde eve getirilir. Kapı önündeki gerdek duası sonunda arkadaşlarının sırtına vuracağı yumruklardan kurtulmak için evin içine kaçar. Uyanık davranmayanlar ise arkadaşlarının şakasından hırpalanmış olarak çıkar.
Gerdek gecesi, damadın samimi arkadaşları, damattan tavuk ve yiyecek almak için onu rahatsız ederler. İstedikleri alınca herkes dağılır.
Duvak Silkme Geleneği
Geyve yöresinin bütün bölgelerinde olmamakla birlikte bazı köylerinde “DUVAK SİLKME” adeti vardır. Yöredeki düğünler, genelde damadın Pazar gecesi, yatsı namazı sonrası güvey girmesinden sonra bitmektedir. Duvak silkme olayı olan köylerimizde pazartesi sabahı damat, çalgılarla dışarı çağrılır.
Evin önünde arkadaşları ile birlikte oyunlar oynanır. Gelin de genç kızlarla içerde eğlenir. Gelini gelen arkadaşlarına mendil ve çevre hediye eder. Hediyeleri alan arkadaşları da gelinin kucağına bebek verirler. Gelinin duvağını sallayarak yeni hayatının hayırlı olmasını dilerler.
Böylece, Geyve yöresinin bir düğünü son bulmaktadır. Geyve’nin yerli manav halkının yaşadığı yerlerde günümüzde de bütün canlılığı ile bu gelenek ve görenekler devam etmektedir.
Gelin Gezdirme Geleneği
Yeni evlenmiş bulunan gençlere akraba, arkadaş ve dostları tanıtmak üzere, düğünden bir süre sonra çeşitli misafirlikler düzenlenir. Gelin, misafir olarak gittiği aile fertlerine çeşitli hediyeler götürür.