fbpx

Sakarya Coğrafyası ve Sakarya Manavları

Sakarya Coğrafyası ve Sakarya Manavları
Bu Yazıyı Paylaşın

Sakarya coğrafyası tarihi boyunca pek çok ulus ve devletin izler bıraktığı bir yer olmuştur. Osmanlı’nın ilk yayılma sahası içerisinde yer alan Sakarya, eski çağlardan beri önemli bir kavşak noktasıdır.

Selçuklulardan itibaren Türkleşen Sakarya bölgesi yüzyıllarca Manavlara vatan olmuştur. Bu önemli coğrafyada yüzyıllardır yaşayan Manavlar bölgenin tarihine ve kültürüne çok şey katmışlardır.

Sakarya Manavları üzerine araştırmalar son 20 yıldır önemli bir mesafe kat etmiştir. Sakarya Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Recep Yaşa, ilk defa bu konuyu derinlemesine incelemiş ve önemli iki makalesini 1998 ve 2005 tarihlerinde yayınlamıştır.

Halk bilimci Prof. Dr. Işıl Altun’un doktora tezi İzmit manavları üzerinedir. “Kocaeli Kandıra Türkmenlerinde (Manavlar) Geçiş Dönemleri (Doğum Evlenme ve Ölüm)” isimli doktora tezinde Altun bölge Manavları ile ilgili önemli bilgiler sunmuştur. Altun gibi Kocaeli Üniversitesi’nde görev yapan Doç. Dr. Kenan Acar ve Sakarya Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Muharrem Öçalan, Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Türker Eroğlu da bölge Manavları üzerine yaptıkları çalışmalar önemli birer hizmettir. Yine özellikle Sakarya ve Kocaeli üniversitelerinde bölge Manavları üzerine tezler de yaptırılmıştır.

Sakarya ve İzmit Manavları üzerine pek çok makale ve iki ayrı kitap yayımlayan Ali Aktaş, bölgemiz Manavlarının kültürel yaşamı ve özellikle bugünü üzerine önemli eserler yazmıştır.

SYKD’nin kurucuları arasında olan ve günümüz yönetiminde de yer alan Fahri Tuna Kaynarca Manavlarındandır. Sakarya’nın kültürel ve edebi hayatının önemli isimlerinden olan Tuna, Manav kültürü ve tarihi çalışmalarına yazdıkları ve teşvik ettikleri ile önemli hizmetler yapmıştır.

Manav kelimesinin kökeni Orta Asya’ya gitmektedir. Sakarya’da ve ülkemizin bazı bölgelerinde yerleşik Türkmen halk olarak kullanılan bu kelime etnik anlam içermemektedir. Bu kelime daha çok 19. yüzyılda göçlerin yoğunlaşması ile gerek bölgedeki gayrimüslimler ve gerekse gelen muhacirlerin yerli ahali için kullandıkları kelime olmuştur.

Türklerin Anadolu kapılarını açması ile birlikte gelen Türkmenler Anadolu’nun farklı bölgelerine yerleşmişlerdir. Yayılım alanı içerisinde Sakarya coğrafyası da yer almakta idi. Selçuklular zamanında Sakarya Manavlarının atalarının bir bölümü de bölgeye yerleşmişlerdir.

Halil İnalcık, XIII. yüzyıl boyunca Anadolu’ya gerçekleşen göçün bir milyondan fazla olduğunu söylemektedir. Çadır hesabına göre Ladik’e 200.000, Kastamonu çevresine 100.000, Bolu-Sakarya bölgesine 30.000 çadırlık Türkmen göç etmişti.

Yani Selçukluların son dönemleri ve Osmanlıların ilk dönemlerinde Sakarya coğrafyasına çok büyük bir Türkmen/Manav yerleşimi sağlanmıştır. Bu göç hareketi ve yerleşim, Sakarya Manavlarının bu coğrafyadaki temellerini oluşturmaktadırlar.

Osmanlı akıncıları Sakarya bölgesine Geyve Boğazı’ndan 1305 yılının Mayıs ayı sonlarında girmişler ve yıllar içerisinde bölgenin hakimi olmuşlardır. Bölgeyi tamamen hakimiyet altına almak ve Türkleştirmekte imar faaliyetleri çok önemli bir yer tutmaktadır.

Mescitler, camiler, köprüler, yollar ve imarethaneler kuruluyor; vakıflar vasıtasıyla da buraların giderleri karşılanıyordu. Bu durumun en güzel örneklerinin görüldüğü nadir yerlerden biri de Sakarya coğrafyasıdır.


Bu Yazıyı Paylaşın
Önceki Yazı

Kaynarca Merkezli Sakarya Manavlarının Kız İsteme ve Evlilik Gelenekleri

Sonraki Yazı

Adapazarı Tarihi

Buraya Yorum Yazabilirsiniz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir